GENÇLİĞE HİTABE
Sayın baylar,
sizi, günlerce işlerinizden alıkoyan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonu
tarihe mal olmuş bir çağın öyküsüdür. Bunda, ulusum için ve yarınki
çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları
belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım.
Baylar, bu söylevimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir
ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son
ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu
anlatmaya çalıştım.
Bugün
ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı
uygarlığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların
karşılığıdır.
Bu
sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum.
Ey Türk gençliği! Birinci ödevin; Türk
bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuzluğa değin korumak ve
savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin biricik temeli
budur. Bu temel, senin en değerli güven kaynağındır. Gelecekte de, yurt
içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek isteyen kötücüller
bulunacaktır. Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda
kalırsan; ödeve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve
koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz
olabilir. Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar ,
bütün dünyada benzeri görülmedik bir utku kazanmış olabilirler. Zorla ve
aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün
gemilikleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her
köşesine düşman girmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve
daha korkunç olmak üzere, yurdunda, iş başında bulunanlar, aymazlık ve
sapkınlık içinde olabilirler. Üstelik, hainlik de yapabilirler. Daha
kötüsü, iş başında bulunan kişiler, kendi çıkarlarını, yurduna girmiş
olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk
ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğinin gençliği! İşte, bu
ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve
Cumhuriyetini kurtarmaktır ! Bunun için gereken güç, damarlarındaki
soylu kanda vardır!
Mustafa Kemal ATATÜRK
Söylev' den, 20 Ekim 1927
Aslı, NUTUK'tan
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini,
ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu
hazineden,
mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye
atılmak için,
içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!
Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada
emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün
tersanelerine girilmiş,
bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş
olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere,
memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet
ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî
menfaatlerini,
müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhid edebilirler.
Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen;
Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!
M.Kemal ATATÜRK